ELEKTRONİK ORTAMDA DÜZENLENMESİ GEREKEN BELGELERE VE E-TEBLİGATA İLİŞKİN CEZAİ MÜEYYİDELER


ELEKTRONİK ORTAMDA DÜZENLENMESİ GEREKEN BELGELERE VE E-TEBLİGATA İLİŞKİN CEZAİ MÜEYYİDELER

Güray ÖĞREDİK
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
MAZARS DENGE
Direktör

Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi Mayıs 2018 sayısında yayınlanmıştır

ÖZET

E-fatura yerine sehven kağıt fatura düzenlenmesi uygulamada (giderek azalan şekilde de olsa) karşılaşılan bir hatadır. Maliye Bakanlığı tarafından 2015 yılında verilmiş özelgede, e-fatura yerine kağıt fatura düzenlenmiş olması halinde VUK’nun 353. Maddesinin birinci fıkrası gereği belgedeki meblağın %10’u kadar özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği yönünde görüş açıklamış; söz konusu özelgede e-fatura “asıl belge” olarak nitelendirilmiş ve buna bağlı olarak kağıt fatura düzenlenmiş olsa da “faturanın hiç düzenlenmediği; faturanın alınmadığı, verilmediği” kabulünden (varsayımından) hareketle özel usulsüzlük cezası uygulanacağı minvalinde görüş belirtilmişti. Bu yaklaşım bilhassa KDV iadesi talep eden mükellefler nezdinde sıklıkla uygulana gelmiştir. Ancak uygulamada bu yaklaşım eleştiriler almış, bu cezanın yapılan hataya oranla “orantısız, çok fazla, adaletsiz” bir ceza olduğu görüşleri oluşmuştu. Keza vergi mahkemesi nezdinde mükellef lehine sonuçlanan bir dava olduğu da araştırmalarımız neticesinde tespit edilmiştir. Bununla birlikte Mali İdare söz konusu yaklaşımını 7103 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler kapsamında Vergi Usul Kanununa dahil ettirmiştir. Buna bağlı olarak bundan sonra elektronik ortamda düzenlemesi gereken belgeler sehven kağıt olarak düzenlenirse uygulanacak ceza, belgede yer alan tutarın %10’u nispetinde olacaktır. Ayrıca yapılan cezai düzenleme sadece elektronik belgenin kağıt şeklinde düzenlenmesinde değil, söz konusu belgelerin yasal süreleri içinde düzenlenmemiş olmaları halinde de (örneğin faturanın yedi gün içinde düzenlenmemesi) uygulanacaktır. Diğer taraftan Mali İdare VUK Madde 376 kapsamında (ceza ihbarname tarihinden itibaren 30 gün içinde ceza ödenirse) usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında uygulanacak indirim oranını ise 1/3’den %50’ye yükseltmiştir. 7103 sayılı Kanun ile ayrıca Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesi kapsamında e-tebligat adresi alınmaması halinde uygulanacak ceza için de VUK Mükerrer 355. Maddesinde yasal düzenleme yapılmış; böylece Danıştay Vergi Davaları Kurulu’nun 08.11.2017 günlü E:2017/618 K:2017/521 kararı ile VUK 107/A kapsamında e-tebligat adresi edinilmemesine tebliğ ile ceza uygulanamayacağına dair kararı doğrultusunda, söz konusu cezai uygulamanın yasal dayanağı oluşturulmuştur.

ANAHTAR KELİMELER

E-fatura, elektronik fatura, elektronik belge, e-tebligat, elektronik tebligat, usulsüzlük cezası, özel usulsüzlük cezası, e-dönüşüm,

1. GİRİŞ

E-fatura uygulaması çeşitli süre uzatımları sonucunda 421 No.lu VUK Genel Tebliği ile bazı mükellefler için 2014 yılı içinde zorunlu hale getirilmiş; son olarak ise 20.06.2015 tarihinde yayınlanan 454 No.lu VUK Genel Tebliği ile e-fatura kapsamına girecek mükelleflerin tespiti hakkında geçerli olacak hadler açısından süreklilik arz edecek bir düzenleme yapılmış ve 1.1.2016 tarihi itibariyle kapsama giren mükelleflerin sayısı artmıştı.

Aradan geçen süre zarfında e-fatura uygulaması tabiri caiz ise hatasıyla sevabıyla, iyi kötü uygulamada yerleşmeye devam etmektedir diyebiliriz. Elbette mükellefler teknik yönden çeşitli sorunlar ve aksaklıklar ile halen karşılaşmaktadırlar ve bu doğal bir süreçtir. İşin Maliye Bakanlığı tarafında uygulama sahasında olanlar açısından da halen çeşitli sıkıntılar görülmekte, gözlemlenmektedir. Bunların hepsi bir süre sonra elbette aşılmış olacaktır. Sonuçta e-defter, e-fatura, e-beyanname gibi uygulamaları topluca değerlendirecek olursak gerek mükellefler ve muhasebe meslek mensupları gerekse Maliye İdaresi önemli bir e-dönüşüm yaşamaktadırlar. Yılların getirmiş olduğu alışkanlıkların bir anda akşamdan sabaha değişmesini ve hatasız bir şekilde yeniliklere adapte olunmasını beklemek ilgili taraflara haksızlık olacaktır.

Vergi uygulamaları açısından getirilen düzenlemelerin sağlıklı ve arzu edilen düzeyde hayata geçirilebilmesi için elbette asıl olan mükelleflerin ve muhasebe meslek mensuplarının gönüllü uyumu olmalıdır. Diğer taraftan, vergi alanındaki düzenlemelere, Kanun ve Tebliğlerde belirlenen usul ve esaslara uyulmaması halinde uygulanacak cezaların doğru şekilde tespit edilmesi büyük önem arz etmektedir. Burada kantarın topuzu kaçırılmamalıdır düşüncesindeyiz. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi yaşanan e-dönüşüm süreci ilgili tüm taraflar için (Maliye tarafı için de) önemli yenilikler ve bazı teknik zorluklar getirmiştir ve doğaldır ki bir anda mükemmel bir uyum sağlanması imkânsızdır. Diğer taraftan, uygulamanın yerleşmesi çok da keyfe keder bırakılmamalı ve bunun için tabii ki (ölçüsünde) bazı cezalar uygulanmalıdır.

Mali İdare, özelge düzeyinde vermiş olduğu “e-fatura yerine kağıt fatura düzenlenmesi halinde VUK Madde 353/1 kapsamında belgedeki tutarın %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası uygulanacağı” görüşünü 7103 sayılı Kanun ile VUK Madde 353/1 ve 353/2’ye lafzen ayrıntılı bir şekilde dahil ettirmiştir.

Diğer taraftan, VUK 107/A kapsamında Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan elektronik tebligat adresi alması zorunlu olan mükellefler 456 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği ile belirlenmiş, söz konusu tebliğde e-tebligat adresi alınmaması halinde özel usulsüzlük cezası uygulanacağı düzenlenmişti. Türkiye Barolar Birliği 456 Seri No.lı VUK Genel Tebliğinin Anayasaya aykırı olduğu iddiası ile yürütmenin durdurulması ve iptali konusunda Danıştay 4. Dairesi nezdinde dava açmış, Danıştay 4. Dairesi davayı reddetmişti. Ancak; Barolar Birliği kararın temyizini talep etmiş ve Danıştay Vergi Davaları Kurulu; 08.11.2017 günlü E:2017/618 K:2017/521 sayılı kararı ile dava konusu tebliğin "ceza hükümleri" başlıklı 9. maddesi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına karar vermişti. Söz konusu yargı sürecine ve karara istinaden, VUK’nun mükerrer 355. maddesinde 7103 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme neticesinde, Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan e-tebligat adresi temin etmeyen mükellefler için VUK Mükerrer 355. Maddesi dahilinde özel usulsüzlük cezası uygulamasının yasal dayanağı oluşturulmuş bulunmaktadır. 

2. E-FATURA YERİNE KAĞIT FATURA DÜZENLENMESİ HALİNDE UYGULANACAK CEZAYA DAİR ÖZELGE

Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığının 24.11.2015 Tarih ve 41931384-105 [Mük.257-2014-11]-73 sayılı özelgede aşağıdaki görüş verilmiştir. 

213 Sayılı VUK Kanununun mükerrer 242. maddesi uyarınca elektronik bir belge niteliğinde olan elektronik faturanın taraflarca düzenlenmesi ve alınması mecburiyeti bulunmakta olup, Vergi Usul Kanununda ve diğer vergi kanunlarında faturaya ilişkin olarak yer alan hükümler elektronik fatura için de geçerlidir.

Anılan Kanunun, 231. maddesinde, faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 353. maddesinin birinci bendinde ise fatura düzenlememe ve almama fiillerine kesilecek özel usulsüzlük cezası hükme bağlanmıştır.

Buna göre; elektronik fatura düzenlenmesi gerektiği halde kağıt ortamında fatura düzenlenmiş olması, Vergi Usul Kanununda öngörülen ceza hükümlerinin uygulanmasını gerektirmekle birlikte, fatura içeriği mal teslimi veya hizmet ifasının yapılmadığı anlamına gelmeyeceğinden mal teslimi veya hizmetin ifa edilmiş olması ile Katma Değer Vergisi açısından vergiyi doğuran olay gerçekleşmektedir. Ayrıca fatura içeriği mal teslimi veya hizmet ifasının kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile illiyet bağının bulunması, kazancın elde edilmesine yönelik bulunan ve karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş ve maliyete dahil edilecek mahiyette olmaması durumunda da faturaya konu tutarın kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi ve faturada gösterilen KDV nin 3065 sayılı KDV Kanununu 29. maddesinde belirtilen şartları taşıması şartıyla söz konusu KDV nin indirim olarak dikkate alınması 213 sayılı VUK un 3. maddesi gereğidir.

Bu nedenle; vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğundan; gerçek bir işleme (mal teslimi veya hizmet ifası) dayanan harcamaların elektronik ortamda düzenlenen fatura yerine kağıt ortamında düzenlenen fatura ile tevsik edilmesinin, Vergi Usul Kanununda öngörülen cezai hükümlerin uygulanması haricinde safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmasına ve faturada gösterilen ve KDV  Kanununun 29. maddesinde belirtilen şartları taşıyan KDV nin indirimine engel olmadığı tabiidir.

Diğer taraftan, kağıt ortamında bir fatura düzenlense bile, zorunluluk kapsamındaki mükelleflerin düzenlemesi gereken ASIL BELGE olan e-faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içinde düzenlenmemiş olması durumunda, düzenlenmeyen e-fatura için bu belgeyi düzenlemek ve almak zorunda olanlara Kanunun 353 üncü maddesinin birinci bendine göre özel usulsüzlük cezasının kesilmesi gerekmektedir.”

Yukarıdaki görüş İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının Topkapı Uygulama Grup Müdürlüğüne yazdığı 03.12.2015 tarih ve 104029 sayılı yazıda da tekrarlanmıştır.

Uygulamada vergi daireleri tarafından (bilhassa KDV iadesi kontrolleri sırasında) yapılan tespitlerde mükelleflere, gerçekleşmiş mal teslimi ya da hizmet ifası sonrasında sanki hiç fatura düzenlenmemiş ve alınmamış gibi kabul edilerek,  VUK’nun 353. Maddesinin birinci fıkrası kapsamında özel usulsüzlük cezası uygulana gelmiştir.

3. İLGİLİ MEVZUAT VE ÖZELGENİN İNCELENMESİ

E-fatura uygulaması temel olarak 397, 421 ve 454  Sıra No.lu VUK Genel Tebliğleri ile düzenlenmiştir.

421 Sıra No.lu Tebliğin "Sorumluluk ve Cezai Yaptırımlar" başlıklı 5. bölümünün 5.4 no.lu bendinde "Elektronik fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükellefler elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere kâğıt ortamında fatura düzenleyemezler; düzenlemeleri halinde kâğıt ortamında düzenlenen bu faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır." hükümleri yer almaktayken,  bu kısım 4.4.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 448 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 4/4/2015 tarihinden itibaren kaldırılmış ve 447 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 4/4/2015 tarihinden geçerli olmak üzere 397 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "9. Sorumluluk ve Cezai Müeyyideler" başlıklı bölümü yeniden düzenlenmiş ve "Elektronik fatura uygulamasına dâhil olan mükelleflerin elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere düzenleyecekleri faturaların elektronik fatura olması zorunludur. Bu zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununda öngörülen cezai hükümler uygulanacaktır." hükmüne yer verilmiştir.

E-fatura düzenlenmesi gerektiği halde kağıt fatura düzenlenmesi halinde uygulanacak ceza hakkında ne Vergi Usul Kanunu’nda ne de 397, 421 ve 454 no.lu VUK Genel Tebliğlerinde somut, açık, net bir şekilde düzenlenme yapılmamıştı. Konuya özelge ile yön verilmiştir. (7103 sayılı Kanunla artık cezai düzenleme yapılmıştır.)

Yukarıda da yer verildiği üzere, 448 No.lu VUK Genel Tebliği ile yapılan düzenleme sonrasında artık kağıt faturalar yok sayılmamaktadır. Bu kağıt faturaya istinaden mükelleflerin kayıt yapma ve faturadaki KDV’yi indirme hakları bulunmaktadır. Diğer taraftan yukarıda yer verdiğimiz özelgede de atıf yapıldığı üzere, VUK’nun 3. Maddesine göre vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğundan; gerçek bir işleme (mal teslimi veya hizmet ifası) dayanan harcamaların elektronik ortamda düzenlenen fatura yerine kağıt ortamında düzenlenen fatura ile tevsik edilmesinin, Vergi Usul Kanununda öngörülen cezai hükümlerin uygulanması haricinde safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmasına ve faturada gösterilen ve KDV Kanunu’nun 29. maddesinde belirtilen şartları taşıyan KDV’nin indirimine engel olmadığı tabiidir.

Tüm bu düzenlemeler mevcutken ve fiili gerçekliğin kabulü yapılmışken, e-fatura yerine kağıt fatura düzenlenmiş olması durumunda, nasıl olur da VUK’nun 353/1. maddesi gereği işleme dair faturanın yasal süresi içinde hiç düzenlenmemiş olduğu kabul edilerek özel usulsüzlük cezası uygulanabileceği uygulamada ciddi tartışma konusu olan bir husustu. Bilhassa özelgede elektronik belgenin “ASIL BELGE” olarak adlandırılması ve buna bağlı olarak faturanın hiç düzenlenmediği, alınmadığı, verilmediği varsayımı ile VUK Madde 353/1 kapsamında özel usulsüzlük cezası uygulanması eleştiriye konu olmuştu. [1]

Örneğin: 10.000 TL’lik bir fatura sehven kağıt fatura olarak düzenlenirse VUK 353/1 kapsamında “fatura düzenlenmemiş, alınmamış, verilmemiş” sayılacak ve 1.000 TL hem alıcıya hem satıcıya ceza kesilecektir. Bu fatura 100.000 TL olursa ceza 10.000 TL olacaktır! Bu yaklaşım bugüne kadar bilhassa KDV iadesi talep eden mükellefler nezdinde uygulana gelmiştir. Bugün ise 7103 sayılı Kanun ile bu yaklaşım VUK Madde 353/1’de lafzen de yerini almıştır.




4. 7103 SAYILI KANUN İLE YAPILAN DÜZENLEME

Maliye Bakanlığı tarafından özelge düzeyinde yayınlanan görüşe göre, e-fatura düzenleme zorunluluğu bulunan bir işlemde kâğıt fatura düzenlenmesi halinde uygulanması gereken ceza, VUK’nun 353. maddesinin birinci fıkrasına göre faturada yer alan meblağın %10’u kadar özel usulsüzlük cezası olması gerektiği şeklindeydi. 7103 sayılı Kanunun 12. maddesi ile, yukarıda açıklanan özel usulsüzlük cezası yasal bir dayanağa kavuşmakta ve aynen yasal metne girmektedir. VUK’nun 353. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

Değişiklik öncesi madde metni:                              Değişiklik sonrası madde metni:

1.  Verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 10.000.000 (490 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2018'den itibaren 240 TL) liradan aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının % 10'u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir.

Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak tespit olunan yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı 5.000.000.000 (490 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2018'den itibaren 120.000 TL) lirayı geçemez.

2. Perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin; düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı meblağlara yer verildiğinin veya gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespiti halinde, her bir belge için 10.000.000 (490 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2018'den itibaren 240 TL) lira özel usulsüzlük cezası kesilir.

Ancak, her bir belge nevine ilişkin olarak kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı her bir tespit için 500.000.000 (490 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2018'den itibaren 12.000 TL) lirayı, bir takvim yılı içinde ise 5.000.000.000 (490 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2018'den itibaren 120.000 TL) lirayı aşamaz.

1. Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dahil olmak üzere, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması, düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi, bu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken kâğıt olarak düzenlenmesi ya da bu Kanunun 227 nci ve 231 inci maddelerine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 240 Türk Lirasından aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir.

Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak tespit olunan yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı 120.000 Türk Lirasını geçemez.

2. Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dahil olmak üzere, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fış, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin; düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı meblağlara yer verildiğinin, gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin veya elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken kâğıt olarak düzenlendiğinin tespiti ya da bu belgelerin bu Kanunun 227 nci maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde, her bir belge için 240 Türk Lirası özel usulsüzlük cezası kesilir.

Ancak, her bir belge nevine ilişkin olarak kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı her bir tespit için 12.000 Türk Lirasını, bir takvim yılı içinde ise 120.000 Türk Lirasını geçemez.

Düzenlemeler 27.03.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Yukarıda da görüldüğü üzere, e-fatura yerine kâğıt fatura düzenlendiğinin tespiti halinde uygulanacak özel usulsüzlük cezası faturada yer alan meblağın (2018 yılı için 240 TL’dan az olmamak üzere) %10’u kadar olacaktır. Bir takvim yılı içinde her bir belge türüne ilişkin olarak tespit olunan özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı ise 120.000 TL’nı geçemeyecektir.

Aynı yaklaşım elektronik belge olarak düzenlenmesi zorunlu olan perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi için de geçerli olacaktır. Bu belgelerde her bir belge türüne ilişkin olarak kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı her bir tespit için 12.000 Türk Lirasını, bir takvim yılı içinde ise 120.000 Türk Lirasını geçemez.

Bize göre burada kantarın topuzu kaçmıştır. Zira söz konusu madde özü itibariyle yasal belgelerin hiç düzenlenmediği hallerde uygulanacak cezayı düzenlenmekteydi. Bu maddeye sehven de olsa elektronik belge yerine kağıt olarak düzenlenen belgelerde de aynı cezanın uygulanacağına dair hüküm konması bizce “ölçüsüz, gereğinden fazla, abartılı” bir düzenleme olmuştur.

Bu ceza, belgelerin yasal süresi içinde düzenlenmemesi (örneğin faturanın yedi gün içinde düzenlenmemesi) halinde de uygulanacaktır.

Bununla birlikte Mali İdare VUK Madde 376 kapsamında, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ödenmesi halinde uygulanacak indirim oranını 1/3’den %50’ye yükseltmiştir.

Düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, sanırız Mali İdare tarafından elektronik sistemlerde (gerek güncel gerek geriye dönük) yapılacak incelemeler neticesinde mükelleflere epeyce ceza tebliğ edileceğini; olası tepkileri azaltmak için ise ceza indirim oranının yükseltildiğini düşünebiliriz.[2]

2.1. Belgelerde zorunlu bilgiler yoksa ya da belge yasal süre içinde düzenlenmediyse de belgedeki meblağın %10’u nispetinde ceza uygulanacaktır

VUK 353/1’de “….ya da bu Kanunun 227 nci ve 231 inci maddelerine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde…”, 353/2’de ise “….ya da bu belgelerin bu Kanunun 227 nci maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde….” de bu cezanın uygulanacağını görmekteyiz.

VUK’nun 227. maddesinin 3. fıkrasına göre, kanunda kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin yine kanunda öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır. VUK’nun 231. maddesinin 5. fıkrasında ise faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenmesi gerektiği; bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükmü mevcuttur.

VUK’nun 227/3 ve 231/5 maddelerine göre “düzenlenmemiş sayılacak” belgeler için de (faturada ve diğer yasal belgelerde bulunması gereken zorunlu bilgilerin yer almaması veya faturanın 7 gün içinde düzenlenmemesi halinde de) belgede yer alan tutarın %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır. 

2.2. Zorunlu hallerde kağıt fatura düzenlenirse ne olacak?

397 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin “9. Sorumluluk ve Cezai Müeyyideler” başlıklı bölümünde aşağıdaki düzenleme yer almaktadır:

e-Fatura düzenleme yetkisi bulunan mükelleflerin gerek kendi sistemlerinde gerekse e-Fatura Uygulamasında meydana gelebilecek arıza ve kesinti durumlarında fatura düzenleyebilmek için yeteri kadar basılı kağıt fatura bulundurmaları zorunludur.”

Görüldüğü üzere tebliğde gayet mantıklı ve yerinde bir düzenleme yapılmıştır. Zira elektronik sistemlerde her zaman için arız, kesinti ve benzeri aksaklıklar olması mümkündür. Bu gibi hallerde işlemin kayıt altına alınmasını sağlayacak faturanın düzenlenmesinin esas olmasından hareketle kağıt fatura düzenlenmesine izin verilmiş, hatta bu zorunlu tutulmuştur.

Tabii bu hallerde mükelleflerin kendi sistemlerine, müşterinin veya satıcının sisteminde ya da e-fatura sisteminde teknik bir arıza ya da kesinti olduğunu bir şekilde ispat edecek şekilde çalışma yapmaları elzemdir. Zira kağıt faturayı mecbur kaldıkları için düzenledikleri/aldıkları ispat etmeleri istenebilecektir. Aksi halde VUK 353/1 kapsamında özel usulsüzlük cezası uygulanabilecektir.

5. E-TEBLİGAT ADRESİ ALINMAMASI HALİNDE UYGULANACAK CEZA

Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesinde elektronik tebligat ile ilgili düzenleme yer almaktadır.

Elektronik ortamda tebliğ

Madde 107/A

Bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93 üncü maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabilir.

Elektronik ortamda tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.

Maliye Bakanlığı, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

7103 sayılı Kanunun 13. maddesi ile Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesinde yapılan düzenleme çerçevesinde, VUK’nun 107/A maddesinde yer alan elektronik tebligat yükümlülüklerine uyulmaması halinde uygulanacak usulsüzlük cezaları ile ilgili belirleme yapılmıştır.

Buna göre, 107/A maddesine uyulmaması halinde;

1. Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 1.000 TL,

2. İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında 500 TL

3. Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında 250 TL

özel usulsüzlük cezası kesilecektir. 

107/A maddesi hakkında Maliye Bakanlığı tarafından 27.08.2015 tarihli Resmi Gazete’de 456 Seri No.lı VUK Genel Tebliği yayınlanmıştı.

Genel Tebliğin 9. maddesinde “Elektronik tebligat sistemine dâhil olması zorunlu olanlardan bu Tebliğ ile getirilen yükümlülüklere uymayanlar için Kanunun 148, 149 ve mükerrer 257’nci maddeleri uyarınca, Kanunun Mükerrer 355 inci maddesindeki cezai müeyyide uygulanır. Ceza uygulaması sonrasında resen oluşturulan internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresi gerçek kişilerde mükellefe, tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde doğrudan kanuni temsilcisine tebliğ edilir ve elektronik tebligat adreslerine tebligat gönderimine başlanılır.” hükmü yer almaktadır.

Türkiye Barolar Birliği 456 Seri No.lı VUK Genel Tebliğinin Anayasaya aykırı olduğu iddiası ile yürütmenin durdurulması ve iptali konusunda Danıştay 4. Dairesi nezdinde dava açmış, Danıştay 4. Dairesi davayı reddetmişti. Ancak; Barolar Birliği kararın temyizini talep etmiş ve Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu; 08.11.2017 günlü E:2017/618 K:2017/521 sayılı kararı ile dava konusu tebliğin "ceza hükümleri" başlıklı 9. maddesi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına karar vermişti.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu (DVDDK) kararında, söz konusu tebliğin Anayasaya aykırılığı iddiasını ciddi görmeyerek bu talebi reddetmiştir. DVDDK cezaya ilişkin kararında ise özetle aşağıdaki hükümleri açıklamıştır:

Anayasanın 38’inci maddesinin binnci fıkrasında, “Kimse, … kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz” ifadesiyle “suçta kanunilik”; üçüncü fıkrasında da “ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri, ancak kanunla konulur” ifadesiyle de “cezada kanunilik” ilkeleri güvence altına alınmıştır. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi, hukuk devletinin kurucu unsurlarındandır. Kanunilik ilkesi, genel olarak bütün hak ve özgürlüklerin düzenlenmesinde temel bir güvence oluşturmanın yanı sıra, suç ve cezaların belirlenmesi bakımından özel bir anlam ve öneme sahip olup, bu kapsamda kişilerin kanunen yasaklanmamış veya yaptırıma bağlanmamış fiillerden dolayı keyfi bir şekilde suçlanmaları ve cezalandırılmaları önlenmekte, buna ek olarak, suçlanan kişinin lehine olan düzenlemelerin geriye etkili olarak uygulanması sağlanmaktadır. (AYM, B. No: 2013/849, 15/4/2014, §32). Vergi dairelerince düzenlenen ve muhataplarına 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrakın. Gelir İdaresi Başkanlığı aracılığıyla elektronik ortamda tebliğ edilmesi ile ilgili usul ve esasları belirlemek amacıyla getirilen davaya konu Tebliğin ceza hükümlerine ilişkin bölümünde bu Tebliğ ile getirilen yükümlülüklere uymayanlar için Kanunun 148, 149 ve mükerrer 257’nci maddeleri uyarınca, Kanunun mükerrer 355’inci maddesindeki cezai müeyyidenin uygulanacağı yolunda düzenleme yapılmışsa da mükerrer 355’inci maddede, 107/A maddesinden bahsedilmemektedir. 148, 149 ve mükerrer 257’nci maddelerde de Tebliğin getiriliş amacıyla doğrudan bağlantılı durumlar düzenlenmemiştir. Bu durumda, davalı idare tarafından sınırları kanunla belirlenmiş bir yetkiye dayanmaksızın düzenleyici işlem ile suç ve ceza ihdas edilmiş olması karşısında Tebliğin söz konusu düzenlemelerinin “Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi”ne aykırılık teşkil ettiği açıktır. Ayrıca, 213 sayılı Kanuna 107/A maddesinin eklenmesine ilişkin 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 7’nci maddesiyle ilgili olarak komisyon raporunda, bu maddede tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verildiği ancak, bu zorunluluğa uymayanlara ne tür ceza kesileceği konusunda tasarıda bir belirleme yer almadığı, bu nedenle Vergi Usul Kanununun mükerrer 355’inci maddesinin 1’inci fıkrasına 107/A madde numarası eklenerek belirleme yapılması gerektiği yolunda düşülen muhalefet şerhi de yapılan tespiti destekler mahiyettedir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulü ile Danıştay Dördüncü Dairesinin 23.5.2017 gün ve E:2015/9443, K:2017/4748 sayılı kararının, dava konusu Tebliğin, “Ceza Hükümleri” başlıklı 9’uncu maddesi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına; 9’uncu maddesi dışında kalan bölümler yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına karşı yapılan temyiz isteminin reddine, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 8.11.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.”

Söz konusu yargı sürecine ve karara istinaden, VUK’nun mükerrer 355. Maddesine aşağıdaki bölüm eklenmiştir:

Bu Kanunun 107/A maddesi uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlardan, bu fıkranın (1) numaralı bendinde yer alanlara 1.000 Türk lirası, (2) numaralı bendinde yer alanlara 500 Türk lirası, (3) numaralı bendinde yer alanlara 250 Türk lirası özel usulsüzlük cezası kesilir.”

Yapılan düzenleme ile Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan e-tebligat adresi temin etmeyen mükellefler için ceza uygulanmasının yasal dayanağı oluşturulmuş bulunmaktadır. 

Düzenleme 27.03.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

SONUÇ

VUK’nun mükerrer 355. Maddesinin birinci fıkrasına eklenen düzenleme ile artık VUK 107/A maddesine istinaden 456 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği ile belirlenen mükelleflerden GİB’den e-tebligat adresi almayanlara uygulanacak özel usulsüzlük cezasının yasal dayanağı oluşturulmuştur.

VUK’nun 353/1 maddesinde yapılan düzenleme ile elektronik belge olarak düzenlenmesi gereken faturanın (söz konusu maddede gider pusulası, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu da sayılmaktadır ancak bu belgelerin elektronik olarak düzenlenme “zorunluluğu” henüz bulunmamaktadır) elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken kâğıt olarak düzenlenmesi halinde uygulanacak özel usulsüzlük cezası “her bir belge” için (2018 yılı için) 240 Türk Lirasından aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde olacaktır. Bu ceza hem alıcıya hem satıcıya ayrı ayrı kesilecektir. Bu cezanın fatura genel düzenlemesi altında e-arşiv fatura, e-ihracat faturası için de geçerli olacağı kanaatindeyiz.  

VUK 353/1 kapsamında e-faturanın Kanunun 227. ve 231. maddelerine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde de bu ceza uygulanacaktır. Örneğin: Faturada yer alması zorunlu bilgilerden birisi dahi yer almadıysa ya da fatura işlem tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde düzenlenmediyse bu özel usulsüzlük cezası uygulanacaktır.

VUK 353/2 maddesinde elektronik belge olarak düzenlenmesi gereken belgelerin kâğıt olarak düzenlendiğinin tespiti halinde “her bir belge” için (2018 yılı için) 240 Türk Lirası özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Ancak, her bir belge nevine ilişkin olarak kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı her bir tespit için 12.000 Türk Lirasını, bir takvim yılı içinde ise 120.000 Türk Lirasını geçemez. Bu belgelerin bu Kanunun 227. maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde de (VUK 227’ye göre, belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır.) aynı ceza uygulanacaktır.

VUK 353/2’de sayılan belgeler; perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fış, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerdir. Bunlardan hangilerinin elektronik şekilde düzenlenmesi gerektiği (kimi zorunlu kimi henüz isteğe bağlı olacak şekilde) VUK Genel Tebliğleri ile belirlenmiştir.

Ceza düzenlemeleri 27.03.2018 tarihinde yürürlüğe girmiş olsa da, Mali İdare’nin  özelgelere istinaden geçmişten bugüne kadar 353/1 kapsamında uyguladığı cezaları – artık bu ceza uygulaması kanuni düzenlemeler ile perçinlendiği düşüncesiyle- geçmişe dönük uygulamaya devam edip etmeyeceği; sadece KDV iadesi talep eden mükellefler için değil tüm mükellefler için sistemde yapacağı taramalar sonucunda mükelleflere geçmiş yıllar için ceza gönderip gönder(e)meyeceği zamanla görülecektir. Bilhassa bu e-dönüşüm sürecinde mükellefler sadece e-fatura yerine kağıt fatura düzenlemek şeklinde hata yapmakla kalmamış, aynı zamanda gerek sehven gerekse bazı zorunluluklar neticesinde sistemde geriye dönük faturalar düzenlemek zorunda kalmıştır. Fatura üzerindeki tarih VUK 231 kapsamında 7 günlük süreye şeklen uygun olsa da, e-fatura sisteminde faturanın düzenlendiği fiili tarih saptanabileceğinden bu faturaların aslında yedi gün içinde düzenlenmediğinin tespit edilebilmesi teknik olarak mümkün olabilir. Muhtemeldir ki birçok mükellefe bu tespitler üzerine cezalar gönderilebilir düşüncesindeyiz.  E-fatura forum sitesinde de mükelleflerin geriye dönük olarak fatura tanzim etmenin mümkün olup olmadığına dair sorulan sorularına verilen yanıtlar “teknik olarak geriye dönük olarak fatura kesilmesine engel bir durumun olmadığı ancak sorumluluğun mükellef ait olduğu” şeklindedir. Örneğin: “e-Fatura uygulamasında geriye dönük fatura düzenlenmesi teknik olarak mümkündür. Ancak bildiğiniz gibi Vergi Usul Kanununun fatura nizamına ilişkin usul ve esasları gereğince faturalar sıra numarası dahilinde müteselsil olmak zorundadır. Söz konusu usul ve esaslara aykırı biçimde e-Fatura düzenleyen mükellefler hakkında da, işledikleri fiile göre Vergi Usul Kanununda öngörülen cezalar uygulanır. Geçmiş tarihli fatura düzenlenmesi halinde sorumluluk faturayı düzenleyen firmaya aittir.” E-fatura forum sitesindeki 0019723 sıra numaralı sorunun yanıtıdır.

Bize göre ceza uygulamasının yasal dayanağı 27.03.2018 tarihinde oluşmuştur. Nasıl ki e-tebligata ilişkin cezai düzenlemeyi iptal eden DVDDK kararında da belirtildiği gibi, bir düzenleme için kanunda açık ve net bir şekilde ceza belirlenmemiş ise bu işleme tebliğ düzeyindeki açıklamalar ile (hele ki belirsiz açıklamalar ile) ceza uygulanamaz. Bu kanunilik ilkesine aykırılıktır. Buna göre elektronik olarak düzenlenmesi gereken bir belgenin kağıt şeklinde düzenlenmesi halinde uygulanacak ceza 27.02.2018 günü itibariyle kanunda yerini almıştır. Bu tarih öncesinde uygulanamaz, uygulanmamalıdır; geçmişte uygulanan cezalar ise yasal dayanaktan yoksundur.

Bu arada, VUK 353 kapsamında hesap dönemi kapandıktan sonra ceza uygulanamayacağına dair yukarıda dipnotta verdiğimiz DVDDK 3.10.2009 Tarih ve E:2009/212, K:2009/456 sayılı kararını ayrıca hatırlatmak isteriz.

Yazımızda da belirtildiği üzere, VUK 353’de yer alan cezalar 7103 sayılı Kanun öncesinde, bir işlemin kayıt dışı bırakılması halinde (belgenin alınmaması, verilmemesi, hiç düzenlenmemesi halinde) uygulanacak cezalar şeklindeydi. Diğer taraftan yukarıda ilgili bölümde de açıklandığı üzere e-fatura mevzuatının ilk zamanlarında kağıt fatura hiç düzenlenmemiş kabul edilerek bu belgeye istinaden gider kaydı ve KDV indirimine izin verilmezken daha sonra bundan vazgeçilmiş ve e-fatura yerine kağıt fatura düzenlense dahi bu belgedeki tutarın muhasebe kaydının yapılabileceği, KDV indiriminin yapılacağı yönünde tebliğ düzenlemesi yapılmıştır. Ancak Mali İdare özelge düzeyinde açıkladığı görüşü ile “ceza uygulaması” özelinde yine de kağıt faturayı yok saymış, “asıl belge” (?) olarak görmemiş ve VUK 353/1 kapsamında ceza uygulanması gerektiği şeklinde görüş açıklamıştı. Sonunda bu görüş kanun metninde de yerini almıştır. Ancak bize göre bu ölçüsüz, gereğinden fazla bir cezadır. Mükellefler gerçekleştirdikleri işlemi kayıt altına almış, her türlü vergisel beyanlarını yapmış ama sırf elektronik değil de kağıt ortamında fatura düzenlendi diye faturanın %10’u nispetinde ve hem alıcıya hem satıcıya ceza kesilmesi bizce orantısız bir ceza uygulaması olmuştur. Bize göre burada uygulanabilecek ceza olsa olsa usulsüzlük cezası olmalıdır. Eğer özel usulsüzlük cezası olacaksa da bu durumda nasıl ki e-tebligat adresi almayanlar için VUK Mükerrer 355. maddesinde daha düşük tutarlı cezalar belirlenmiş ise, sehven elektronik belge yerine kağıt belge düzenleyen mükellefler için de çok daha düşük miktarda (yapılan hata ile orantılı olacak şekilde) bir ceza belirlenmesi daha hakkaniyetli ve mükellef odaklı bir yaklaşım olacaktır düşüncesindeyiz. Keza yazımızın giriş kısmında da belirttiğimiz gibi gerek mükellef gerek İdare tarafından herkes muazzam bir e-dönüşüm süreci içindedir. Her iki tarafta da konuya uyum açısından sorunlar yaşanabilmekte, yılların getirdiği alışkanlıkları hemen terk etmek kolay olmamaktadır. Bu derece büyük e-dönüşümlerde gönüllü uyum esastır ve bilhassa ülkemiz muhasebe meslek mensuplarının muazzam gayreti ve başarısı ile getirilen bu yeni sistemlere uyum bizce çok yüksek orandadır. Bu nedenle bir firmada yılda olsa olsa belki birkaç defa gerçekleşecek bir hata için işlem tutarının %10’unu gibi yüksek nispette – hem alıcıya hem satıcıya- ceza kesilmesi hem mükellefe haksızlıktır hem de bunca angarya ve mevzuat değişikliği içinde çırpınan, olabildiğince en az hata ile iş yapmaya çalışan muhasebecilerin işverenler ve mükellefler nezdinde imajına çok olumsuz etki eden bir durumdur. Zira bu derece yüksek miktarda ceza geldiği anda işveren ya da mükellef bu ceza için muhasebeciyi sorumlu tutacaktır. Bunlar ve bunlara benzer sayısını arttırabileceğimiz gerekçeler ile bizce VUK Madde 353/1 ve 353/2’de yapılan ceza düzenlemelerinin yeniden gözden geçirilmesi, netice itibariyle kayıt altına alınmış bir işlem için usulsüzlük cezası boyutunda bir cezanın öngörülmesinin daha doğru olacağı kanaatindeyiz. Muhasebe meslek mensupları ile mükelleflere tavsiyemiz ise yeni çalışmaya başlayacakları kişilerin e-fatura sistemine kayıtlı olup olmadıklarını mutlaka kontrol etmeleri, kendilerinin ise e-fatura sistemine kayıtlı kullanıcı olduklarını mutlaka karşı tarafa bildirmeleri ve bu şekilde bir hata oluşmadan baştan gerekli tedbirleri almaları şeklindedir. Diğer taraftan, 397 No.lu VUK Genel Tebliğinde e-fatura sistemlerinde arıza veya kesinti olması halinde kağıt fatura düzenlenmesine izin verilmiş olsa da böyle bir teknik arızanın bir şekilde mükellef tarafından ispat edilebilmesi yönünde belgeleme, çalışma yapılması gerekecektir. Aksi halde mecburiyet nedeniyle e-fatura yerine kağıt fatura düzenlendiği ispat edilemez ise VUK 353/1 kapsamında ceza uygulanması söz konusu olabilir.

KAYNAKLAR

Danıştay VDDK’nın 8.11.2017 tarihli ve 2017/618 K., 2017/521 sayılı kararı

Emrah AYGÜL, “e-Fatura Yerine Kağıt Fatura Alınması Halinde Muhatap Kalınan Özel Usulsüzlük Cezaları ve Konuya İlişkin Vergi Mahkemesinin Yaklaşımı” www.alomaliye.com, 30.10.2017,        

Güray ÖĞREDİK, “E-Fatura Yerine Kağıt Fatura Düzenlenmesinin Cezası Olabilir mi? Olursa Özel Usulsüzlük Mü Yoksa Usulsüzlük Cezası mı Olmalıdır?” Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi, Ağustos 2016





[1] E-fatura yerine kağıt fatura düzenlenmesi halinde ceza uygulaması hakkında ve söz konusu özelgenin eleştirisine dair görüşlerimizi Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi’nin Ağustos 2016 sayısında yayınlanan “E-Fatura Yerine Kağıt Fatura Düzenlenmesinin Cezası Olabilir mi? Olursa Özel Usulsüzlük Mü Yoksa Usulsüzlük Cezası mı Olmalıdır?” başlıklı yazımızda detaylı şekilde açıklamıştık.

[2] Her ne kadar VUK Madde 353’ün 1. ve 2. Fıkralarında yapılan düzenlemeler 27.03.2018 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olsa da, daha önce verilen özelgelere istinaden vergi daireleri tarafından aynı şekilde cezalar tatbik edilmekteydi. Bilindiği üzere özelgeler vergi uygulamamızda neredeyse kanun hükmünde bir güce sahiptir. Vergi müfettişleri yapacakları incelemelerde özelgelere (en güncel özelgeye) göre işlem yapmak zorundadır, vergi inceleme raporları özelgelere aykırı olamaz, rapor okuma komisyonları raporların kanun, tebliğ, yönetmelik gibi düzenlemeler yanı sıra özelgelere uygunluğunu da kontrol etmekle yükümlüdür. Buradan hareketle, zaten özelgeler dahilinde yapılan işlem yasal düzenleme ile perçinlenmiştir yaklaşımı ile mükellefler nezdinde (KDV iadesi talep etmeyen diğer mükellefler de dahil) geçmişe dönük incelemeler yapılarak özel usulsüzlük cezaları üst üste gelebilir mi diye düşünmeden edemiyoruz? Elbette aslolan yasal düzenlemedir ve bize göre bu gereğinden fazla ağır ceza uygulanacaksa da ancak 27.3.2018 tarihinden sonra gerçekleşen işlemlere tatbik edilebilir. Dolayısıyla 27.3.2018 tarihi öncesinde uygulanan cezalar bizce yasal dayanaktan yoksundur. Keza İstanbul 13. Vergi Mahkemesi tarafından 16.10.2017 tarih, Esas No:2017/487, Karar No:2017/2162 sayılı kararında mükellef lehine karar verildiği tespit edilmiştir. (Emrah AYGÜL, www.alomaliye.com, 30.10.2017, “e-Fatura Yerine Kağıt Fatura Alınması Halinde Muhatap Kalınan Özel Usulsüzlük Cezaları ve Konuya İlişkin Vergi Mahkemesinin Yaklaşımı”) Söz konusu makalede “Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 23.10.2009 Tarih ve E:2009/212, K:2009/456 Sayılı aşağıda belirtilen kararında açıklandığı üzere VUK 353/1. madde uyarınca, hesap döneminin kapanmasından sonra belirlenen aykırılıklar için özel usulsüzlük cezası kesilemez” açıklaması altında ilgili yargı kararı özetine de yer verilmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SAT-KİRALA-GERİ AL İŞLEMİNDE ÖZELLİK ARZ EDEN MUHASEBE KAYITLARI VE İŞLEMLER

KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDER (KKEG) YAZMAK VERGİSEL YÖNDEN TÜM SORUNLARI ÇÖZER, VERGİSEL RİSKLERİ KALDIRIR MI?

KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİNDE DİĞER İNDİRİM SATIRININ KULLANIMI İLE BAZI İSTİSNA KAZANÇLARIN BEYANNAMEDE VE KÂR DAĞITIM TABLOSUNDA GÖSTERİMİ VE MUHASEBE KAYITLARI HAKKINDA ÖZELLİK ARZ EDEN KONULAR